27 Aralık 2014 Cumartesi

Kirte Suvla


Kirte Suvla, yılbaşı ağacımızın önünde...
Hazır Suvla’dan bahsetmişken Kirte’sini de es geçmeyeyim dedim. Kirte’de, Kabate’den farklı olarak, 3. üzüm olarak Cabarnet Franc var, gerçi Kabate’de de var, %3 civarı ve hatta şaraba dördüncü olarak Petit Verdot da almışlar, fakat ikisinde oranlar farklı tutulmuş. Peki ne olmuş? Biraz daha düz, daha az aromalı bir şarap çıkmış ortaya. Kabatepe, Kirte’nin 3’te 1’i fiyatına olmakla beraber, daha aromatik, daha dolu bir şarap. Ve de Kabatepe’nin arka plandaki renkli dünyası bunda pek görünmüyor.


Artı olarak ne söylenebilir?

  Kirte biraz daha koyu renkli, kadehte daha güzel duruyor, Kabatepe’deki şişeler arası farkı bunda görmedik, gerçi topu topu iki şişe içtik ama yine de belirteyim dedim...


Aynı fiyata...

Yani ben gider bu parayla (ki az buz para da değil hani, 10 euro'ya İtalya veya Fransa'da ben size ne şarapyar alırım...) 3 şişe Kabatepe veya ne bileyim bir şişe Sunrise Cabernet alırım...Ha tercih meselesidir, denemeden bilinemiyor, daha sakin ve düz şarapları seviyorsanız ki bunu arayan gider mono bir şarap alır, size daha uygun gelebilir...


Grafik

Görünen bağ kılavuz istemiyor, kara kalem tarzı, Fransız etiket ekolüne gönderme yapan, şık bir etiket. Kirte'nin etimolojisi merak ediyorsanız da üreticinin sayfasında güzel bilgiler var...

Kirte arka etiket, içerken epey iz bırakmışız...:)

Afiyetle içiniz :)

Tuncay Uğurlu







23 Aralık 2014 Salı

Kabapete Suvla



Suvla İle Tanışma

Suvla’yı iki yıl önce, Çanakkale’de tatil yaptığımızda tanımıştık. Görmüştük daha doğrusu çünkü feribotla Eceabat’a geçmiş ve dönüşte Suvla Şarapları tabelası ilişmişti gözüme.

Aaa, burada bir şarap fabrikası var demiştim ve ismini bilmediğim, şaraplarını tatmadığım için kendimi biraz kınamıştım, (halbuki lansmanı henüz yapılıyormuş...)

Durup girmedik, Şehitlikleri ziyaret etmenin verdiği o derin hüzün ve saygı hissinin etkisindeydik, yola devam edecektik ve zamanımız kısıtlıydı, ama İstanbul’a döner dönmez arayacak ve sonunda bulacaktık...


Suvla Yaklaşımı

Şarabı tarife geçmeden şekil ve öz üzerine birkaç kelam etmek istiyorum.
Suvla şaraplarını adlandırırken çoğunlukla bölgedeki yer isimlerinden, bağlardan ilham alıyor, Kabatepe, Kirte buna birer örnek. Aynı zamanda etiket görselini, grafiğini de ürettiği coğrafyaya göre yapıyor ki bu ekstra bir puan kanımca...Nasıl ki biçim ve öz buluşması Aristo felsefesinin önemli ayaklarından birini teşkil ediyorsa, ki kendisi Suvla bağlarının üretildiği topraklarda yaşamış, şarabını yudumlamış ve bugün Batı uygarlığı diye adlandırdığımız (hem tapıp hem tukaka ilan ettiğimiz) şeyin düşünsel temelini atmıştır, Suvla da şaraplarının öz ve biçimini buluşturuyor, buna göre isimlendiriyor ve çok da iyi yapıyor... 

Bunun neresi ilginç diyebilirsiniz, yüzyılların şarapçılık geleneği, fakat Türkiye şarapçılığında pek önemsenen bir durum değil, benim bildiğim bağıyla, bölgesiyle müsemma bir Sarafin var ki o da yıllar yılı bir fenomen, bir şarapçılık doruğu olarak sunuladurdu. Sadede gelelim ve şarabımıza geçelim.


Kabatepe the Wine

Gizlemiyorum ki kupaj şaraplara özel bir ilgim var ve nerede Cabarnet, Merlot, Şiraz veya Adakarası veya Öküzgözü kırması görsem ilgim canlanır, denemek, almak isterim. Tamam bu şarabın geneli için de geçerli fakat kupaj şarapların sürprizli bir yanı ve de etkisi var. Kabatepe’yi Real raflarında bulduğumda da benzer bir hissiyata kapılmış, şahane fiyatına (11.99 veya 12.99 olmalı) 2 şişe almıştım.

Koku
Kabatepe çok güzel kokan bir şarap, yumuşak, genzinizi okşayan bir kokusu var. Hatta ve hatta içmekten çok kokladım diyebilirim ilk başta, açtıktan 10-15 dk. sonra kokusu ve tadı da elbette tam oturuyor, dolayısıyla hemen tüketmemek gerek...

Tat
Kabatepe hafif tatlımsı bir his uyandıran, dengeli, orta gövdeli, aromatik bir şarap. İlla tanımlamak gerekirse meyvemsi bir tınısı var ama hangi meyveler olduğunu tadımcının hayal ve damak gücünüze bırakıyorum. Cabernet, Merlot ve Syrah gibi üç güçlü, klasik üzümün karması olması herhangi bir kargaşaya yol açmıyor, aksine bir çok mono şaraptan daha dengeli ve oturmuş bir yapıya sahip.

Kafa
İçimi kolay bir şarap, içim esnasında kendini unutturmuyor, fazla veya az gelmiyor, yanınızda bir arkadaş gibi geziyor ve açık, neşeli bir hissiyat yaratıyor. Tadı gibi kafasının da ölçülü ve dengeli olduğunu söyleyebilirim.

Tutarlılık?
Aynı yıl, aynı şarap, aynı şişeleme tarihi ve iki şişe arasında fark var. İki hafta arayla içtiğimiz Kabatepe’lerden ilki daha leziz ve aromatik, ikincisi biraz daha sert ve düzdü. Elbette koşullar da aynı değildi, yanında yediklerimiz farklıydı lakin bir fark söz konusuydu,  ama her ikisi de kötü değildi neticede...

The Red Wine
Bir şarap üreticisinin, uygun fiyatlı temel bir kırmızı şarabı olması çok iyi bir şey bence.  Mevzubahis Suvla Kabatepe buna güzel bir örnek ve muadillerine göre çok iyi bir tat/fiyat oranına sahip.


Nerede
Mahalle şarapçınızda diyecek halimiz yok, şarap satışına hala önem veren, çeşit getiren marketleri sayacağız, Suvla bunları sayfasında da sıralamış...Sitesini ziyaret edebilirsiniz, ayrıntılı, ürünleri ve üretim felsefesini tane tane, iyi bir dille anlatıyor...Ha Amerika için hazırlanan versiyonuna girerseniz fiyatları da görebiliyorsunuz, yoksa kafa kağıdına sahip bayi olmanız gerekir...



Aha bu da Almanya fiyatı, merak eden olusra diye...:)




19 Aralık 2014 Cuma

Üzümlerin Soyağacı


Şık, güzel bir çalışma yapmış arkadaşlar, hani sevdiğiniz bir şarap varsa ve üzümüne dikkat ederseniz, aileden bir başkasını da yakalayabilirsiniz, aynı veya benzer bir tat veren, hissiyatı güçlendiren, bünyeye sıhhat ve neşe kazandıran...




http://vinepair.com/features/external/wine-grape-family-vine-tree-full.png

17 Aralık 2014 Çarşamba

Yellow Tail Shiraz


                 Yellow Tail Shiraz, bir Kanguru kadar zarif ve güçlü...

Girizgah-ı Şarap 




Eğer şarap dünyasında bir ‘Popstar’ arıyorsanız buldunuz demektir, budur. Avustralya’nın çetin ikliminde yetişmiş güçlü, zengin aromalı üzümlerden üretilen, tadıyla, etiketiyle, sunumuyla çoğu şarap severi mest etme potansiyeline sahip, aynı zamanda bir pazarlama harikası olan şarap/markadır Yellow Tail. Epey bir çeşidi var, Şiraz, Cabarnet, Merlot, kupajlar gani. Güzel ve yalnız ülkemizde Şiraz ve kırmızı etiketlisi, Cabarnet olsa gerek, geliyor sadece nedense veya benim ulaştığım marketlerde o satılıyor. Ben Shiraz’ına özel yazıyorum, Cabarnet’sini de içtiydik fakat not almamışım ve o kadar etkilenmemişim ki Shiraz’ı yazmakta karar kıldım. 


 Tat 

- Yellow Tail’in bu denli sevilme nedeni kanımca yoğun, baharatlı, hoş aromalı tadı. Tatlı diyesim geliyor, değil ama tatlıdan alınan hazza yakın bir şey veriyor insana. 

- Gövdeli olduğu söylenemez ancak kokusu ve tadı bu eksikliği telafi ediyor.


- Aromalardan aroma beğenin, iki üç kadehten sonra dünyanın tüm aromaları, tüm meyveleri sizin...Böğürtlen, çilek, çiçek, alttan alta şeftalimsi bir his, toprak ve tabi baharat. 


 Kafa 

Tıpkı farklı içkilerin yarattığı duygulanımların farklı olması gibi, şaraplar arasında da hissiyat ve etki farkı vardır efenim. Kimi insanı daha derin, kimi daha neşeli, kimi hüzünlü veya sevişgen yapar, muhakkak ruh halinizle de ilgisi olmakla birlikte...Buna kısaca kafa diyoruz, epey bir kullanılan ve yıpratılan terim olsa da işimizi görüyor, siz yarattığı his ve etkinin toplamı olarak alın. Vesselam, Yellow Tail’in gür, neşeli, feveran bir kafası var, insanı mutlu ediyor. Şişenin sonu biraz hızlı geliyor, insanı ikinciye meylettiriyor, bayıltan bir cins değil ama iki kişi iseniz ve benimki gibi şişenin yarısında ‘bana yetti’ diyen bir sevgiliniz varsa ihale size kalabilir ve ondan sonra her şey daha da neşeli olur... 


 Yanında 

İçtiğimiz YT Şirazı kuru etle eyledik, orijinal Boşnak eti olduğu için pek şanslıydık ve on numara uyum oldu, bizdekilerden ona yaklaşan Apikoğlu’nun kuru eti var veya daha özel, gurme işi etler peşinde koşacaksınız...İyi eski kaşara, koyu bir tuluma da hayır demez bu şarap. Taze pişmiş etlerle de iyi anlaşır. Görüldüğü üzere genişçe bir arkadaş çevresi var, muhabbete iyi gitmesi de bundan olsa gerek... 


 Nerede?

Migros, Macro, Relayer yer Careffour’larda bulunuyor. Bir iki kez şarküterilerde gördüm. Özel şarap butiklerinde de vardır eminim. 

 Ne kadar? 

Amerika’da Yellow Tail ucuz ve iyi şaraba jenerik isim olarak kullanılıyor, 8-10 dolar civarı bir fiyatla satılıyor, ancak burada durum farklı, 50 TL gibi bir etiketi var ki bu fiyat bandında Suvla, Urla gibi Türk şarap üreticilerinin Yellowtail’e kafa tutacak şarapları var. Şarküterinin tekinde 86 liraya görmüştüm, tutan tuttuğunu öpüyor, siz marketten almaya gayret edin... 

Netice 

Her türlü eş dost toplantısı, parti, sevgiliyle baş başa yemek, film izlemece ile gider. Kesinlikle çok hoş, doyurucu, etiketinin ve fiyatının hakkını veren bir şaraptır. Eğer daha sek, tadı net şaraplar seviyorsanız hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz, ama renk ve coşku ise aradığınız tereddüte gerek yok. Ertesi günü de iyidir, tabi iki üç şişe içmediğinizi var sayıyorum...

http://www.yellowtailwine.com/shiraz/


http://www.discoveryellowtail.com/fun/flavor-map.php

Hangi şarap?





 ...veya nereden çıktı bu blogcuk?

 Marketlerin şarap reyonlarında, şişelere arzulu ve tereddütlü gözlerle bakan insanlar görüyorum, bütçeleri ölçüsünde, kendilerine ve sevdiklerine, güzel, keyifli dakikalar yaşatacak bir şarap arıyorlar...

Şarap çok, etiketleri enteresan, çekici, fiyatlar adeta ‘stariway to heaven’ ve seçmek bazen güç olabiliyor... 


 Eh, kabul edelim ki şarap kültürümüz pek gelişkin değil, köklü bir şarap yazını, bilgi paylaşımı yok, hal böyle olunca, ‘al bi tanesini işte kuzum, ne uğraşıyorsun ‘la sonlanıyor alışverişler...


 Çoğumuz bir-iki önceden denediğimiz ve hoşumuza giden şarabı arıyor ve alıyoruz, eski sevgiliye mütemadiyen dönmek gibi, halbuki şarap çok, tat çok, dünya bir haz ve deneyim tuvali... :p 


 Hikayenin başına dönecek olursak, ben bazen şarap reyonlarındaki kararsız arkadaşlara yardımcı olmaya çalışıyorum...Şarap uzmanı değilim, damağım ve okuduklarım dışında bir rehberim yok, şarabı seviyorum, içtiklerimizi not alıyor, yazmaya gayret ediyorum... 


 Ve işte bir anda ben bunları paylaşmalı, daha çok insana duyurabilmeliyim diyorum ve başlıyorum... 


 Burada paylaşacaklarımın çoğu kişisel deneyimdir, hangi şarabın hangi etkiyi yaptığını, nasıl bir tadı olduğunu, neyin yanında iyi gittiğini veya yanında ne iyi gittiğini, hangi durumlara/kutlamalara yakışacağını, şarabın nerede bulunduğunu, üreticisi, bağı, üzümü, fiyatı, indirimleri vs vs., zamanım yettiği ölçüde yazmaya çalışacağım...

 Tabi bir yandan şarap hakkında genel bilgiler, alıntılar, infografikler, faydalı linkler ve diğer web eğlenceleri de olacak. Maksat daha iyi şaraplara erişmek, şaraptan daha çok zevk almak ve...işte hayatın tadını çıkarmak, daha da uzatmayayım...

Bir parça yardımcı olabilir, güzel kutlamalara, gecelere ilham verebilirsem ne mutlu bana.