4 Mart 2015 Çarşamba




Bu Ortamda Ağız Tadıyla Nasıl İçilir?



Ülke gündemi ve bilumum siyasiler zihinlerimizi karanlık, koyu tonlara boyama yarışındayken güzel bir şarabın tadını nasıl kaygısızca çıkarabilirim sorusu takılıyor mu hiç aklınıza? Ben bazen kendimi bunu düşünürken buluyorum, hele internet ve tv haber kaynaklarına fazlaca baktıysam, tadım kaçıyor, elim o akşam şarap kadehine gitmiyor...Her akşam içtiğimden değil, ama içesim varsa bile kayboluyor o istek...Böyle zamanlarda çocukken izlediğim, Alexander Dumas’ın Üç Silahşörler romanından (çok sevdiğim ve defalarca okuduğum bir romandır bu arada) uyarlama filmden bir sahne geliyor aklıma.


  Athos, Porthos, Aramis ve elbette D’Artagnan kardinalin güçleriyle çatışıyorlar. Çatısı uçmuş, yarı yıkık bir binanın içinde mevzilenmişler ve bir yandan şarap içiyor, bir yandan harika, iştah açıcı yemekler, peynirler, etler yiyorlar...Bir anda içlerindeki iri kıyım Porthos’un şişesine, tam da büyük bir yudum alıp tadını çıkardığı anda, kurşun geliyor ve şişe paramparça oluyor. Porthos çılgına dönüyor ‘İşte şimdi bittin sen diye’ bağırıyor, piyade tüfeğini andıran uzun tabancalarını kapıyor ve ateş ederek, arkadaşlarının müstehzi bakışları altında, mevziden fırlıyor. Birazdan elinde iki şişe şarapla geri dönüyor, ‘Neyse ki bu pezevenkte Burgundy şarabı varmış da kelleyi kurtardı’ diyor ve ekliyor ‘Canıma kast edebilirler ama şarabıma asla!’